[P137]

SIÇANDA MASTEKTOMİ MODELİNDE ANKAFERD KANAMA DURDURUCUNUN SEROMA OLUŞUMUNA ETKİSİ

E. Dilege*, T. Atun*, Ş. Okul*, C. Tanık**, Ö. Karabay*, G. Hepgül***, M. Mihmanlı*
*Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi 3. Cerrahi Kliniği
**Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Patoloji Kliniği
***Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

Amaç: Seroma oluşumu modifiye radikal mastektomi sonrası en sık görülen komplikasyondur. Seroma oluşumuna bağlı olarak morbidite artmakta, dren çekilme süresi uzamaktadır. Bu çalışmada mastektomi ve aksiller küraj yapılan sıçanlarda ankaferd kanama durdurucu (AKD) kullanımının seroma oluşumu üzerine etkisinin değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Ağırlıkları 180 ile 260 gr arasında değişen 16 dişi Sprague-Dawley sıçan iki gruba ayrıldı. Tüm hayvanlar intraperitoneal ketamin ve xylazin ile uyutuldu. Takiben ksifoid prosesden insisura jugularise kadar median insizyon yapılarak sağ tarafta pektoral kas, aksiller lenfatik doku ile beraber eksize edildi ve lenfatik akımı bozmak üzere deri flebine 30 kez bistüri ile kazıma hareketi yapıldı. Hemostaz gerektiğinde dijital bası veya ligasyon uygulandı. Kontrol grubundaki sıçanlarda ameliyat loju 2 cc serum fizyolojik ile, deney grubunda ise 2 cc AKD ile yıkanarak ameliyata son verildi. Cilt insizyonları devamlı subkutiküler 4/0 vicryl dikiş ile kapatıldı. Hayvanlar yara iyileşmesi, enfeksiyon ve seroma oluşumu açısından takip edildi. Postoperatif 7.günde tüm hayvanlar sakrifiye edildi. Seromaları aspire edildi, deri ve göğüs duvarını içerecek şekilde tam kat biyopsiler alındı ve patolojik incelemeye gönderildi. Sonuçlar: Kontrol grubunda ortalama 3.25 cc (1,5 -5 cc) seroma oluşumu saptandı, yara iyileşmesinde herhangi bir problem gelişmedi. Deney grubunda ise tüm hayvanların göğüs duvarı gözle görülür derecede yaygın şekilde nekroze olarak, açıldığı için seroma oluşumu değerlendirilemedi. Patolojik incelemede AKD grubunda nekroz oluşumu, ülserasyon ve yabancı cisim reaksiyonu kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha fazlaydı 0,05). AKD grubunda yaygın tromboze damar alanları mevcuttu. Tartışma ve<(p Çıkarım: AKD bitkisel kaynaklı, yüzeyel olarak kullanılan bir kanama durdurucudur. Kanama durdurucu özelliğinin yanısıra, anti-infektif, yara iyileşmesini hızlandıran, nekroza yol açmayan bir ajan olduğu hatta yüksek dozlarda bile toksik olmadığı yönünde yayınlar mevcuttur. Yapmış olduğumuz çalışmanın sonucunda AKD’nin toksik dozlarının belirlenmesi yönünde daha ileri çalışmalar yapılması gerektiğine inanmakta ve bu sonuçlar elde edilene kadar AKD’nin temkinle kullanılmasını önermekteyiz.