[P233]

LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİ YAPILAN HASTALARDA POSTOPERATİF HEPATOBİLİER USG İLE SIVI KOLLEKSİYONU KONTROLÜ

E. Dikili, A. Gürer, N. Özlem
Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1. Genel Cerrahi Kliniği

Amaç: Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1.Genel Cerrahi Kliniğinde laparoskopik kolesistektomi uygulanan hastalarda; postoperatif hepatobiliyer ultrasonda görülen sıvı koleksiyonunun varlığı ve seyri üzerine etki eden parametrelerin incelenmesi Gereç ve Yöntem: Hastanemiz 1.Genel Cerrahi kliniğinde 2006–2007 yılları arasında laparoskopik kolesistektomi yapılan 250 olgu, retrospektif olarak incelendi. Tıbbi kayıtların incelenmesinde olguların yaş, cinsiyet, kolesistit atağı geçirme öyküsü, operasyon sırasında meydana gelen komplikasyonlar (kanama ve safra kesesi perforasyonu) operasyon sonunda safra yollarına dren konulup konulmadığı, dren konulan olgularda ise drenin kalış süresi ve hastaların hastanede kalış süreleri kaydedildi. Postoperatif 1.ve 30.günlerde yapılan hepatobiliyer ultrasonda sıvı koleksiyonunu varlığı ve seyri incelendi. Bulgular: Çalışmada, tıbbi kayıtları incelenen 250 olguda, postoperatif 1.günde yapılan hepatobiliyer ultrasonda 67 olguda(%26.8) safra kesesi lojunda koleksiyon saptanmıştı. Ortalama koleksiyon hacmi 5.2±8.8cc olarak hesaplandı. Postoperatif 1.günde koleksiyon mevcut olan olgulara postoperatif 30.günde uygulanan ultrasonografide sadece 2 olguda koleksiyonun devam ettiği ancak 5cc den az olduğu, bu iki olgunun 1.gün hacimleri 19cc ve 9.1cc idi. Sonuç: Laparoskopik kolesistektomi sonrası postoperatif yapılan hepatobiliyer ultrasonografide görülen sıvı koleksiyonunun hastanın yaşı, cinsiyeti ve kolesistit atak öyküsünün varlığı ve intraoperatif dren konulması ile ilişkisi yoktur. Laparoskopik kolesistektomi olgularında subhepatik koleksiyon varlığı olabileceğinden şüphelenilen olgularda postoperatif erken dönemde ultrasonografik değerlendirme yapılsa dahi 10 cc’nin altında koleksiyon saptanması durumunda daha sonraki dönemde ultrasonografik takibe ihtiyaç yokken, 10 cc’nin üzerinde koleksiyon mevcut olan olgularda ultrasonografik kontrol yapılabilirse de asemptomatik olgularda ek bir girişime de gerek olmadığı görülmüştür.