[P284]

NADİR BİLİYOENTERİK FİSTÜL: KOLESİSTOKOLİK FİSTÜL (OLGU)

Ö. Kemik*, A. Ölmez*, A. Sümer*, M. Bartın*, E. Daştan*, İ. Hasırcı*, Ç. Kotan**
*Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi AD

Amaç: Biliyoenterik fistüllerin etyolojisinde safra taşları en önemli nedendir. Kolesistokolik fistül değişik klinik prezantasyonlar içeren nadir bir bilioenterik fistüldür. Modern tanı araçlarına rağmen preoperatif tanısı için yüksek derecede şüphe gerektirmektedir. Kolesistokolik fistül tüm bilioenterik fistüllerin % 8-12 sini oluşturmaktadır. Kolesistokolik fistül karın ağrısı, bulantı, kilo kaybı, ishal ve dispeptik semptomlarla prezente olabilir. Tanı için direkt batın grafisi, ultrasonografi, baryumlu çalışmalar, biliyer sintigrafi ve ERCP kullanılır. Standart tedavisi açık kolesistektomi ve fistülün kapatılmasıdır. Kolelitiazis nedeniyle interne edip intraoperatif kolesistokolik fistül tanısını koyduğumuz olguyu sunmayı amaçladık. Yöntem: Nadir bir biliyoenterik fistül olan intraoperatif tanısını koyduğumuz kolesistokolik fistül sunuldu. Bulgular: Karın ağrısı, bulantı, kusma, ara ara ishal yakınması nedeniyle genel cerrahi kliniğimize başvuran 31 yaşında erkek hastanın yapılan ultrasonografisinde; safra kesesi kontrakte olup içinde en büyüğü 8mm çaplı birkaç adet kalkül ve çamurla uyumlu olabilecek şüpheli görünüm izlendi(Kolelitiazis). Lökositoz dışında diğer biyokimyasal parametleri normal idi. Kolelitiazis ön tanısıyla operasyona alınan hasta laparaskopik olarak yapılan eksplorasyonda kesenin omentumla çevrili olduğu, çevresinin yaygın yapışıklar içerdiği saptanması üzerine konvansiyonel cerrahiye karar verilerek sağ subkostal insizyonla batına girildi. Safra kesesi fundusuyla transvers kolon hepatik fleksura arasında yaygın yapışıklıkların olduğu keskin ve künt diseksiyonla yapışıklıklar giderildikten sonra kese fundusuyla transvers kolon arasında bir adet yaklaşık 1,5 cm çapındaki taşın neden olduğu kolesistokolik fistül olduğu saptandı. Taş ekstrakte edilip, kolesistektomi ardından transvers kolondaki fistül alanı primer tamir edilip omentoplasti yapıldı. Postoperatif herhangi bir sorun yaşanmayan hasta şifa ile taburcu edildi.. Sonuç: Kolesistokolik fistüllerin standart tedavisi açık kolesistektomi ve fistül kapatılmasıdır. Ancak laparoskopik cerrahideki gelişmeler doğrultusunda intraopertif ve postoperatif komplikasyonlar açısından anlamlı bir farklılığın olmadığı gösterilmiştir. Değişik klinik prezentasyonlar içeren, açıklanamayan pnömobilia ve sürekli ishal olan yaşlı hastalarda preoperatif tanı koymak için yüksek şüphe gerektiren nadir bir durumdur.