[P446]

PİLONİDAL SİNÜSE BENZEYEN KORDOMA OLGUSU: VAKA SUNUMU

R. Bademci*, A. Akan*, Y. Eryavuz*, Y. Samanci**, Ş. Ayhan***, D. Demir*, Y. Bilgin*, M. Okuyan Ertürk*
*Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi 5. Genel Cerrahi Kliniği
**Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği
***Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği

Kordoma embriyonal notokorddan köken aldığı düşünülen, kafa tabanından sakruma kadar omurga boyunca yerleşen, yavaş büyüyen, invaziv, destrüktif, metastatik olabilen bir kemik tümörüdür. Vakaların %40-50’si sakrokoksigeal bölgede yerleşir. Diğer sık yerleşim bölgeleri ise %35-40 oranı ile kafatası ve %15-20 oranı ile vertebral kolondur. Tüm yaşlarda görülebilmekle birlikte, en sık 5. ve 7. dekadlar arasında görülür. Erkeklerde kadınlara göre sıklığı iki kat yüksektir. Sakrokoksigeal kordomalar sırt ağrısı, idrar kesesi ve anorektal disfonksiyon, kitle etkisi oluşturabilir. Sakrokoksigeal kordomaların radyoterapi ve kemoterapiye yetersiz yanıtı nedeniyle optimal tedavi olarak komplet eksizyon gereklidir. Bu vaka sunumunda klinik olarak pilonidal kist ile uyumlu semptomları olan bir kordoma vakası sunuyoruz. 37 yaşında erkek hasta sakrokoksigeal bölgede şişlik ve akıntı şikayetleri ile tarafımıza başvurdu. Pilonidal sinüs düşünülen ve opere edilen hasta erken post-op komplikasyon olmaması üzerine post-op 2.gününde taburcu edildi. Patoloji sonucu kordoma ile uyumlu gelen hasta daha sonra Ortopedi Kliniğine refere edildi. Sonuç olarak, sakral kordomalar nadir görülen, yavaş büyüyen, lokal invaziv, direkt bası ile kemikte destrüksiyona yol açabilen ve metastaz eğilimleri az olan tümörlerdir. Özellikle lokal nüks insidansının yüksek ve kemoradyoterapiye tümör cevabının yetersiz olması nedeniyle sakrokoksigeal kordomaların günümüzdeki geçerli tedavisi cerrahi olarak tümörün komplet eksizyonudur. Kordomalar klinik olarak pilonidal kist düşünülen hastalarda mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.