[P56]

ANTİKOAGÜLANLARIN NEDEN OLDUĞU DEV KARACİĞER HEMATOMU: OLGU SUNUMU VE LİTERATÜRLERİN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ.

Z. Kılbaş, İ. Özerhan, A. Coşkun, G. Yağcı, S. Çetiner
Gata Genel Cerrahi AD

Giriş: Spontan subkapsüler karaciğer hematomu oldukça nadir görülür. Antikoagülan tedavinin nadir bir komplikasyonu olarak 74 yaşında bir erkek olgu sunuyoruz. Olgu: Hasta sağ üst kadran ağrısı ve solunum sıkıntısı yakınmalarıyla acil servise kabul edildi. Özgeçmişinde sekiz ay öncesinde geçirilmiş pulmoner tromboemboli nedeniyle oral antikoagülan kullanımı hikayesi (Coumadin 5 mg/gün) mevcuttu. Fizik muayenesinde sağ üst kadranda daha belirgin olmak üzere tüm kadranlarda hassasiyet mevcuttu, rebound ve defans yoktu. Kan tablosunda Hemoglobin: 7,4 gr/dl, Hematokrit: % 20.8, Platelet: 229.000/mm3, Lökosit: 9200/mm3, Protrombin zamanı: 57.6, INR: 4,269 olarak saptandı. Bilgisayarlı tomografi karaciğer sağ lobda 18 cm boyuta ulaşmış dev hematomu ortaya koydu. Oral antikoagülan tedavisi kesildi, kan replasmanı yapıldı, taze donmuş plazma ve K vitamini replasmanıyla koagülasyon profili düzeltildi. İki aylık konservatif tedaviye rağmen karın şikayetleri devam etti ve hematom karaciğer sağ lobunun tamamını kaplayacak boyutlara ulaştı. Büyüyen hematomun bası etkisiyle hastada solunum sıkıntısı ve tıkayıcı sarılık gelişti. Hastaya laparatomi uygulandı, kapsül açıldı ve yaklaşık 2 litre kadar hematom boşaltıldı, kompreslerle packing uygulandı. 72 saat sonra ikinci bakı laparotomisi ile kompresler çıkarıldı ve kanamanın azaldığı gözlendi. Postoperatif dönemi genellikle kötü seyretti. Takibin 22. gününde, hasta solunum yetmezliği ve sepsis nedeniyle öldü. Sonuç: Konservatif yaklaşım, hematomun aşırı büyümesine bağlı hastanın genel durumu bozulmadığı müddetçe, rüptüre olmamış subkapsüler hematomun temel tedavisidir. Subkapsüler karaciğer hematomu oral antikoagülan kullanan ve karın ağrısı ile başvuran hastaların ayırıcı tanısında akla getirilmelidir.