[P62]

REKTUS KILIFI HEMATOMLARINDA KONSERVATİF TEDAVİ YAKLAŞIMIMIZ

A. Önder, M. Kapan, M. Gümüş, A. Böyük, S. Girgin
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi AD

Giriş ve Amaç: Rektus kılıfı hematomu (RKH); travma, fiziksel egzersiz gibi nedenlere bağlı olarak gelişebilse de nadiren spontan olarak oluşabilir. Bu çalışmada amacımız spontan olarak oluşan RKH’larında yaklaşımımızı literatür eşliğinde irdelemektir. Materyal - Metot: Aralık 2008 – Eylül 2009 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Kliniğinde RKH tanısıyla tedavi edilen 5 hasta; demografik özellikler, yandaş sistemik hastalık ve antikoagulan ilaç kullanımı, başvuru şikayetleri, fizik muayene ve radyolojik görüntüleme bulguları retrospektif olarak incelendi. Tedavi ve takip parametreleri ile hastanın prognozu ve hastanede kalış süreleri de kaydedildi. Bulgular: Hastalarımızın tamamı kadındı ve ortalama yaş 67 (59-76)’di. Hastaların en az birinde bir sistemik hastalık mevcuttu. Hastaların tamamı antikoagulan kullanıyordu ve hiçbirinde travma öyküsü mevcut değildi. Fizik muayenede, 3 hastada sol alt, 1’inde sağ alt , 1’inde ise sol üst kadranda palpabl kitle mevcuttu. Hastaların tamamında karında hassasiyet, bir hasta hariç diğerlerinde defans ve rebound mevcuttu. Bilgisayarlı tomografik inceleme sonucunda; 1 hastada Tip 1, 3 hastada Tip 2 ve 1 hastada Tip 3 RKH tespit edildi. Hastaların laboratuar değerleri bir hasta hariç normaldi. Kanama değerleri tamamında normaldi. Tüm hastalara konservatif tedavi başlandı. Antikoagulan ilaç kullanımı kesildi. Yatak istirahatı, analjezi, sıvı tedavisi ve K vitamini uygulandı. Tip 3 RKH’lu hastaya; kan değerlerinin düşmesi nedeniyle eritrosit süspansiyonu ve taze donmuş plazma verildi. Diğer hastalarda kan replasmanına ihtiyaç duyulmadı. Tip 3 RKH’lı hastada 1. hafta sonunda radyolojik olarak hematomun kendini sınırladığı görülürken diğer 4 hastaya ek radyolojik işlem yapılmadı. Hastaların hastanede kalış süreleri ortalama 8 (5 -13) gündü. 1. ayın sonunda Tip 1 RKH’lı olguda kitlenin kaybolduğu, diğer hastalarda ise kitlenin belirgin olarak küçüldüğü görüldü Sonuç: RKH’nun erken teşhisi; gereksiz cerrahi girişimlerin önlenmesini ve konservatif tedavinin başarısını belirleyen en önemli faktördür. Bu nedenle akut karın nedeniyle hastaneye başvuran, antikoagulan ilaç kullanan, palpabl kitlesi ve anemisi olan ileri yaş grubundaki özellikle bayan hastalarda, ayırıcı tanıda RKH göz önünde bulundurulmalıdır.