[S1]NON PALPABL MEME LEZYONLARININ LOKALİZASYONUNDA ROLL DENEYİMİMİZR. Yıldız*, E. Öztürk*, M. Can**, İ. Güvenç***, H. Ayan****, S. Görgülü*, M. Balkan*, T. Tufan**Gülhane Askeri Tıp Akademisi Genel Cerrahi AD Meme Endokrin Cerrahi Birimi **Gülhane Askeri Tıp Akademisi Genel Cerrahi AD ***Gülhane Askeri Tıp Akademisi Radyoloji AD ****Gülhane Askeri Tıp Akademisi Nükleer Tıp AD AMAÇ: Non palpabl meme lezyonlarının radyokolloid madde ile işaretlenerek biopsi imkanın değerlendirilmesi. MATERYAL VE METOD: Bu çalışmada Aralık 2008 ile Mart 2010 arasında radyolojik olarak riskli kateoride palpabl lezyonlardan radyokoloid ile işaretlenerek biopsi yapılan 160 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Lezyonlar ameliyat sabahı usg, mamografi ile işaretlendi ve operasyon sırasında lezyonun yeri inra-operatif gama probe ile test edilerek biopsi işlemi gerçekleştirilerek bakiye dokuda radyoaktivite ve spesimen mammografisi ile teyid edildi. Histopatolojik inceleme için doku örnekleri frozen patolojiye gönderilerek sonuca göre operasyon sonladırıldı. SONUÇLAR Hastaların ortalama yaşı 47.5 (16-83), işaretleme 112(%70) hastada usg klavuzluğunda yapılırken, 48(%30) hastada mammogarfi eşliğinde yapıldı. Biopsi süresi 8-90 dakika arasında değişmiştir. 19(%11.87) hastada invazif tümör (bir hastada kolloid karsinom, iki hastada ise tübüler karsinom) saptanmış, Sentinel lenf nodu biopsisi yapılmış ve sonucuna göre operasyon( 16 hastaya meme koruyucu cerrahi, 3 hastaya mastektomi, bir hastaya aksiler diseksiyon) tamamlanmıştır. Biopsi yapılan 5(3.125) hastada atipik duktal-lobüler hiperplazi, 2(%1.25) hastada intraduktal papillom, 3 hastada orta ve ileri derecede duktal epitel hiperplazisi saptanmıştır. İnvaziv tümör saptanan hastaların sadece bir tanesi( %5.26)’si mamografi ile 18( %94.7)’si usg ile işaretlenmiştir. TARTIŞMA Meme görüntüleme yöntemlerindeki gelişmeler, mammografi tarama yöntemlerinin yaygın olarak kullanılması sonucunda non palpabl meme lezyonlarının sayısı anlamlı oranda artmaktadır. En önemli problemse cerrahi işlem sırasında lokalizasyon zorluğudur. Çoğu merkez tel ile işaretleme yöntemini kullanılmaktadır ve dezavantajları vardır. Oysa roll daha az ağrılı ve daha iyi tolere edilebilen bir yöntemdir, dedektörle tesbit edilen lezyon en yakın ve uygun cilt insizyonu ile cerrahi işlem gerçekleştirilir. Lezyon çıkarıldıktan sonra dedektörle bakiye dokuda aktivite ölçümü yapılan işlemin doğruluğu hakkında fikir verir, çıkarılan doku volumü azdır ve meme dokusu daha az zarar görür, kozmetik sonucu oldukça iyidir. Non palpabl meme lezyonlarının işaretlenmesinde roll yöntemi hem hasta hem hekim için kolaylıkla uygulabilen ve maliyeti oldukça düşük olan bir yöntemdir. |