[S206]

PRİMER HİPERPARATİROİDİZM TANI VE TEDAVİSİNDE NELER DEĞİŞMİŞTİR: 1975-2010

İ. Sayek, C. Binarbaşı, O. Abbasoğlu, B. Tırnaksız
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi AD

Son dekatlarda primer hiperparatiroidizmin cerrahisini yönlendiren çok önemli gelişmeler olmuştur. Bu gelişmelerin yansımalarını değerlendirmek amacıyla bu çalışma planlanmıştır. Materyal ve Metod : H.Ü.T.F Genel Cerrahi Anabilim Dalında 1962-75 yılları (n=23 ) ile 2004-2008 tarihleri (n=112) arasında tedavi edilen primer hiperparatiroidi hastalarının değerlendirilmesi yapılmış ve iki dönem arasındaki hastalarda semptomlar , patoloji nedeni, tanı ve cerrahi tedavideki farklılıkları belirlendi. Hastaların belirtileri ilk dönemde iskelet sistem hastalıkları %73.8, üriner sistem hastalıkları %13 ve hipertansiyon % 4.4 iken ikinci dönemde bu oranlar sırasıyla %13.3, %11.6 ve %38.3 bulunmuştur. Asemptomatik hasta oranı birinci dönemde %4.4 iken ikinci dönemde %49’a yükselmiştir. İlk dönemde hiperkalsemi %85 , hipofosfatemi %75 iken ikinci dönemde bu oranlar sırasıyla %95 ve %40 saptanmıştır. Parathormon düzeyleri, ultrasonografi ve MIBI sintigrafisi ilk dönemde hiç değerlendirmede kullanılmamışken ikinci dönemde parathormon düzeyleri % 97 hastada yüksek bulunmuş ve ultrasonografi %91, MIBI sintigrafisi %76 hastaya uygulanmıştır. Patolojiler karşılaştırıldığında adenom, hiperplazi ve karsinom sırasıyla ilk dönemde %78, %17 ve %5, ikinci dönemde ise %86, %7 ve %7 bulunmuştur. Eş zamanlı tiroidektomi ilk dönemde %27.7 hastada uygulanmışken ikinci dönemde bu oran %40 bulunmuştur. İlk dönemde ‘radioguided’ minimal invazif paratiroidektomi uygulanmamışken ikinci dönemde hastaların %30’una bu yöntem uygulanmıştır.İlk dönemde birinci ameliyatta paratirioid adenomunu saptamada başarı % 95 iken ikinci dönemde %98 bulunmuştur. Sonuç : HÜTF Genel Cerrahi Anabilim Dalında 1962-1975 yılları ile 2004-2008 yılları arasında yapılan paratiroid cerrahisinde şu farklılıklar gözlenmiştir: 1. Hastalığın geç dönem belirtileri olan iskelet sistemi belirtilerinde belirgin bir düşüş 2. Asemptomatik hasta oranında belirgin bir artış 3. Adenom oranlarında artış, hiperplazi oranlarında düşüş 4. Hiperkalsemi oranında artış Ayrıca ilk dönemde tanıda kullanılmayan PTH ölçümü, ultrasonografi, MIBI sintigrafisi ve cerrahi yaklaşımda farklı olarak ‘radioguided’ minimal invazif paratiroidektomi uygulanmıştır. Primer hiperparatiroidi tanı ve tedavisinde gelişmeler Türkiye’de de değişime yol açmıştır. Lokalizasyon çalışmaları ile birinci ameliyatta paratiroid adenomun saptanma oranı %95’ten % 98’e yükselmiştir.