[S80]

TOPLUM- KÖKENLİ METİSİLİN- DİRENÇLİ STAPHYLOCOCCUS AUREUS VE METİSİLİN- DUYARLI STAPHYLOCOCCUS AUREUS TAŞIYICILIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ: TEK MERKEZ SONUÇLARI

Amaç Staphylococcus aureus burun ve boğaz taşıyıcılığı; özellikle metisiline dirençli Staphyloccocus aureus (MRSA) taşıyıcılığı, postopoperatif yara ve diğer enfeksiyonların gelişimi açısından risk oluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacı; bir yıl içerisinde gastroenteroloji cerrahisi polikliniğine ayaktan başvurmuş hastalardaki burun-boğaz enfeksiyon taşıyıcılık oranlarının belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem Bir yıl içerisinde gastroenteroloji cerrahisi polikliniğine ayaktan başvuran 2081 hastanın, hastane poliklinik bilgi sistemi ve mikrobiyoloji veri tabanının incelenmesi ile elde edilen burun- boğaz kültür sonuçları değerlendirilmiştir. Sonuçlar Ayaktan polikliniğe başvuran 2081 hastanın boğaz kültürleri değerlendirilmiş; birinde MRSA (%0,04),dördünde gram negatif basil(%0,19),birinde Proteus spp.(%0,04) ve ikisinde A grubu beta-hemolitik Streptococcus (%0,09) tespit edilmiştir. Ayaktan polikliniğe başvuran 2081 hastanın burun kültürleri değerlendirilmiş; 296’sında metisiline duyarlı staphylococcus auerus MSSA (%14,22), altısında MRSA (%0,28),sekizinde gram negatif basil (%0,38), birinde Proteus spp. (%0,04) tespit edilmiştir. Tartışma Dünyada ve ülkemizde gerçekleştirilen cerrahi uygulamaların yaygınlaşması ve geniş rezektif cerrahi uygulamalarla birlikte hasta yaşı ile komorbid faktörlerin artması, cerrahi sonrası dönemde özellekle enfektif komplikasyonlar olmak üzere morbidite ve mortalite oranlarının artmasına yol açmıştır. Ancak üzerinde çalışılması gereken konu toplum-kökenli enfeksiyon taşıyıcılığı oranlarında gerçek bir artış olup olmadığının tespitidir. Özellikle toplum-kökenli MRSA ve MSSA taşıyıcılığı cerrahi uygulamalar sonrasındaki bakteriyemi insidansını belirleyebilir. Çalışmamızda boğaz kültürlerinde, anlamlı bir kolonizasyon görülmemekle birlikte, burun MSSA ve MRSA kolonizasyonu da literatür verilerinden oldukça düşüktür. Ancak literatür verileri dikkate alındığında ve bu veriler ışığında taşıyıcılığın postoperatif morbidite ve mortalite üzerine olan belirgin etkisi göz önünde bulundurulduğunda;ülke çapında özellikle cerrahi girişim planlanan hastalarda, preoperatif taşıyıcılığın rutin olarak belirlenmesi gündeme gelmektedir.